30 Mayıs 2008 Cuma

SİTENİZE PAGERANK SAYAÇ EKLEYİN

Google Pagerank™ (Pr) Nedir?
Pagerank Türkçede tam karşılığı olmayan bir Google terimidir, genelde internet kullanıcıları ve site tasarımcıları tarafından “Link Popülerliği Puanı” olarak algılanır ama kullanılan terim PageRank'dır. PageRank Google'ın site sıralamasında kullandığı algoritmanın sonucu sitenize verdiği değeri gösteren bir basitleştirilmiş değerdir. Google kendisi her ne kadar güncel veriler ile çalışsa da her aramada bu verileri kullanmasın sorun yaratacağı için bu basitleştirilmiş değeri geliştirip bunu kullanmaya başlamıştır.
Arama Motorunu programlayanlar eğer bir site dışarıdan çok link (ilişim) alıyorsa bu sitenin içeriği iyidir düşüncesi ile kodları yazdıklarından arama siteleri de genelde bu düşünceye göre siteleri sıralarlar. Google da aynı düşunce ile kodlanmış bir arama motorudur. Google açısından PageRank da burada devreye girer, çünkü bir siteye verilen linklerin analizinden sonra o site için oluşturulmuş bir değerdir bu. Ancak sadece link almak yeteli değildir, nasıl link aldığınız da önemlidir, yani tabiî ki bu linklerin içeriğinde bulunan anahtar kelimelerin de büyük bir anlamı vardır. Mesela [ Gazete Alemi] ile link verirseniz siteniz [ Gazete Alemi ] sıralamasında üstte yer alır, ancak [ Gazeteler ] diye ilişim verirseniz linkiniz de buna karşılık [ Gazeteler ] anahtar kelimesinde yer alır.
Sonra site içeriğinde bulunan ve linklerde kullanılmış anahtar kelimeler ile bu PageRank verisi birleştirilerek sitenizin Google aramalarınsa sırası belirlenir.
Şimdi hemen aklınıza bir sürü siteye linkinizi yerleştirmek bedava alanlara bir sürü link sayfası koymak gelebilir. Google arama motorunu kod yazıcıları bunları önceden düşünmüşlerdir. Belli bir PageRank değerine ulaşmayan sitelerden aldığınız linkler sitenizin PageRank değerini artırmaz. Yani link aldığınız sitenin PageRank değeri ne kadar yüksek ise sizin sitenize de o kadar etki yapar. PageRank 3 ve altındaki sitelerden aldığınız linkler fazla işe yaramaz.
Mesela 10.000 tane pr0 yada pr1 siteden ilişim almaktansa 1 tane pr4 siteden link almak daha iyidir.
Yada 10 tane pr4 siteden link almaktansa bir tane pr5 siteden link almak daha iyidir. 50 tane pr4 siteden link almaktansa bir tane pr6 siteden link almak daha iyidir.
Yani özetle yüksek PR sahibi sitelerden link almak daha iyidir.
Bu durumda bunun ticaretini yapan siteler de türemiştir tabiî ki. Bunların PR değerlerine kanarak hemen reklâm vermeyiniz!
Çünkü Google bunu da önceden düşünmüş ve "Natural Linkling" ile "Unnatural Linking" diye linkleri de ikiye ayırmıştır.
Yani siz ne kadar para verseniz verin eğer reklam verdiğiniz site sahibi sizin linkinizi düzgün yerleştirmez ise, rengarenk tablolar içerisinde ve bir köşede yerleştirirse (Örneğin iyinet.com reklam alanı), yani işte bunlar da linktir diye sıralar ise, bu linkler bir metin içerisinde bulunan linklerden daha az etki yapacaktır. Ayrıca verilen linklerin sayfa düzenine oturması gerekir, çünkü Google üstelik sayfa içerisinde bulunan taglar ile de ilgilenir ve bu sayede bu linkler "unnatural" ( yani doğal değil, paralı veya istek üzerine) diye karar verebilir bu yazı içerisinde kullandığımız [ Gazeteler ] linkini bu şekilde örnek alabilirsiniz. Bu linkin etkisi Google sıralamasında daha etkili olacaktır. Veya yanda bulunan PageRank içerikli ilişimler (linkler) de bu yazıda bulunan konu ile ilgili olduğundan yine öylesine bir sayfada listelenmiş ve konu ile alakasız olanlardan daha etkili olacaktır.

29 Mayıs 2008 Perşembe

2008 İlkbabar-Yaz Modası Notları

Moda renkler ne olacak?Önümüzdeki sezon kadınlar, yine soft renkli, tülden elbiselerle çok hafif olacak.. Mavi, pembe ve yeşilin en soft halleri ile renklenen tül ve özel kumaşlardan hazırlanan sezon kıyafetleri, kadınların daha dikkat çekici olmasını sağlayacak. Bazı tasarımcıların canlı renklerden hala vazgeçemedikleri de gözden kaçmıyor. Kırmızı, sarı, yeşil ve mavinin canlı tonları ile hazırlanan elbise, bluz ve etekler, zaman zaman beyaz renkli etek, bluz ile tamamlanıyor. Yeni sezonda siyah ve beyaz desenli kıyafetleri sık sık görebileceksiniz.



Altın ve gümüş moda mı?New York Moda Hafta2sında sunulan tasarımlarda altın ve gümüş rengin etkisini giderek hafiflettiği, tasarımcıların bu iki popüler rengi daha az kullandığı gözleniyor. Yani gelecek yaz altın ve güçük renkli kıyafet ve aksesuarlarınızı daha az kullanacaksınız. Parlak altın sarısının yerini hardal sarısı alırken, parlak gümüş renk siyah, beyaz ya da füme olarak karşımıza çıkıyor.Miniler hala moda olacakMini elbiseler, mini şortlar gelecek yaz yine moda.. Tek parça mini elbiseler ya da askılı hafif bluzla giyilebilen mini şortlardan tasarımcılar yine vazgeçememiş. Mini etek giyme cesaretini gösteremeyen bayanları unutmayan modacılar, diz boyunda, çiçekli, geometrik desenli ya da sade etek ve elbiseler desenli ve çiçekli.. Yeni sezon cepken tarzı, yarım kollu ince hırkalar çok moda olacak. Yazlık kolsuz elbiseler, elbiseye uygun daha koyu bir tonda kısa kollu ince hırkalarla tamamlanıyor. Abiye elbise modası nasıl?Özel davetlerde Hollywood yıldızlarını kıskandıracak güzellikteki elbizeler sizi daha uzun ve zayıf gösterecek. neden mi? Gelecek yaz abiyeleri topuklara kadar uzun ve tüllerle bezenmiş. Kadınları çok uzun ve çok hafif hissettirecek elbiseler, pembe, mor, yeşilin en soft renklerde sunuluyor. Straplez modellerden çok tek ya da çift askı kullanılmış. İşte moda..Çalışan kadınlar yeni sezonda yine çok şık olacak. Boyundan bağlamalı, kolsuz bluzlar ince yazlık bir ceket, etek takımı ya da pantolonla tamamlanıyor. İş kadınının resmi rengi bu yaz gri, füme tonları.. Etekler düz ve diz boyunda.. Pantolonlar ise, artık düşük bel değil.. Bel kemeeri daha kalın, çift düğmeli pantolonlarda yüksek bel modeli hakim.. Ayakkabılar..Ayakkabılarda orta ve yüksek topuklar yine moda olacak. İnce ve kalın şeritli modelleri yeni sezon kıyafetlerle rahatlıkla kullanabileceksiniz. Akseuarlar..Aksesuar seçenekleri her geçen gün genişliyor. Hızlı iletişim ve paylaşımın yaşandığı bu dönemde farklı kültürlerin özelliklerini taşıyan takılar moda.. Bunların başında hint kültürüne ait takılar geliyor. Bunun yanı sıra gündelik yaşamınızda giyeceğiniz yazlık gömleklerinizi kıravat ile hareketlendirebileceksiniz. Mini ya da diz boyu eteklerinizin üzerine geniş kemerler takarak daha farklı bir tarz yakalayabileceksiniz. Çantalar konusunda şanlı olabilirisiniz. Hem minik hem de büyük çantalar 2008 İlkbahar Yaz sezonunda yine moda.. Saçlar ve makyaj..Saçlarınızı şimdiden uzatmaya başlayın. Bu yaz saçlar uzun, dalgalı ya da düz şekilli olacak.. Makyaj ise elbiselerle uyumlu ve çok hafif.. Makyajdaki pırıltı yerini daha sade tonlara bırakıyor.

Soru ve Cevaplarla Cilt Bakımı

Soru ve Cevaplarla Cilt Bakımı

Bazıları cildindeki aknelerden, bazıları lekelerden kurtulamıyor. İşte en çok merak edilen cilt bakım önerileri.
Güzelliğine düşkün kadınların, Güzellik ve Bakım Uzmanı Nebiye Olcar'a en çok sordukları sorular ve yanıtları...
Badem sütü cildi nemlendirmede yararlı mıdır?
Cevap: Cildin nemlenmesi için öncelikle bol su içmeye özen gösterin. Badem sütü cildi gereksiz yağlandırabilir, kullanımını pek önermiyorum. Cildinizi görmeden ürün önermek doğru olmaz. Bir uzmana danışarak ve cildinizi gösterdilten sonra ürün almanızı tavsiye ederim.
Sivilcelerim için özel birşey kullanmıyorum ama rahatsız ediyor. Ne yapmalıyım?
Cevap: Akneli ciltlere önem gösterilmelidir. İleride akne lekeleri ile uğraşmamak için mutlaka tedavi edilmelir. Kullandığınız kozmetik ürünler ve temizleme methodlarınız mutlaka cilt hastalıkları uzmanları tarafından önerilmeli ve takip edilmelidir. Size önerim bu aknelerle oynamamanız olacak. Son yıllarda lazer tedavileri de akne ve akne izleri konusunda cok başarılı olmaktadır. özellikle pulsedye lazer sonuçları cok iyi. Bu konuyuda cilt hastalıkları uzmanınız ile görüşebilirsiniz.
Doğum sonrası sırtta oluşan lekeler için ne yapmalıyım?
Cevap: Lekeler için peeling ve yosun tedavileri yapılabilir. Leke yanında kaşıntı da olmasın bu problemin kozmetik bir problem den cok tibbi bir problem olması ihtimalini artırır. Cilt hastalıkları uzmanı görmeden müdahale edilmemesinde fayda görürüm. Geçmiş olsun
Piyasada satılan saç dökülmesini önleyici ürünler gerçekten yararlı mı?
Cevap: Bu tür ürünler kişinin sorununa uygunsa işe yarayabilir. Ürün tavsiyesi için muayene şarttır. Buradan sorun muayene ile tespit edilmeksizin ürün önerilmesi faydadan çok zarar getirir.
Fondotenle pudranın birarada bulunduğu ürünler sağlıklı mı?
Cevap: Cildin hava ile teması kesildiğinde cilt bundan zarar görür. Kullanımı tamamen ürünün özelliğine bağlıdır. Yeni çıkan mineral katkılı, kimyasal maddeler bulundurmayan ve güneş koruyucu takviyeli makyaj malzemelerini tercih etmenizi tavsiye ederim.
Canlı bir göz ve cilt için ne önerirsiniz pürüssüz bir yüze sahip olmanın yolu nedir?
Cevap: Işıltılı ve anlamlı bir bakış, iyi makjaj teknikleri ile sağlanabilir. Gözünüzün sekline göre kusurları örten, belirginliğini artıranrenkler kullanılmalıdır.Cildinize gelince, ancak sağlıklı bir cilt ışıldar.bunun içinde;1) cilt problemleriniz var ise tedavi ettirmelisiniz.2) cilde zarar veren etkenlerden uzak durmalısınız (güneş, sigara ve aşırı alkol kullanımı) 3) cildinizi temiz tutmalısınız.4) cildinizin özelliklerine ve ihtiyaçlarına göre kozmetik desteği sağlamalısınız.5) cilt sağlığı için en önemli unsurlardan biri de yeterli su içilmesidir.
http://ivillage.mynet.com/cilt-ve-vucut-bakimi/akne/82-akne/1081-soru-ve-cevaplarla-cilt-bakimi adlı siteden ayrıntılı okuyabilirsiniz.

28 Mayıs 2008 Çarşamba

PROF.DR.İBRAHİM SARAÇOĞLUNDAN KİLO ALAMAMA PROBLEMİNE ÖNERİLER


Kilo almak isteyen bayanların ve erkeklerin uygulayacakları kür farklıdır.
Kilo alamamanın bir çok nedeni vardır. Örneğin, tiroit bezinin hızlı çalışması, bağırsaklarda parazit olması, iltihaplı bağırsak, ülseratifkolit, genetik veya psikosomatik veya da bunların dışında kalan çok farklı nedenlere bağlı olabilir. Bu nedenleri ancak, bir hekim belirleyebilir. Hekim kontrol ve önerilerini almadan buradaki bilgiler ile kendi kendinize teşhis koyarak hareket etmeyiniz.
Bayanlar için:
Bir hafta boyunca, sabah kahvaltısı ile öğlen yemeği arasında yarım bardak su ile çiğnemeden üç-dört adet karanfil yutulur. Yedi gün tamamlandıktan sonra aşağıdaki kurallara uyarak küre başlanır.
Tüketeceğiniz ne tür et (koyun, dana, balık veya tavuk) olursa olsun beraberinde orta boy büyüklüğünde ızgarası yapılmış veya pişmiş domates tüketilmesi gerekir.
Öğünlerde sadece normal buğday ekmeği tüketilir (beyaz ekmek, kepeksiz). Her gün bir ay boyunca on-onbeş adet antep fıstığı tüketilir.
Meyvelerden daha ziyade taze beyaz üzüm ve muz tercih edilmelidir.
Her öğlen yemeğinde mutlaka bir adet haşlanmış patates tüketilmelidir.
Acı olmamak şartıyla salatanızda sivri veya dolmalık biber bir ay boyunca eksik olmamalıdır.
Her akşam yemeğinden iki saat sonra, bir fincan melisa çayı içilmelidir.
Hangi meyveyi tüketirseniz tüketin mutlaka yarım kase yoğurdun içerisine doğradıktan sonra tüketilmelidir.
Hangi tatlı olursa olsun, mutlaka bol tarçın serperek tüketilmelidir. Kendiniz evinizde kek veya süt ürünlerinden tatlı yapıyorsanız mutlaka biraz fazlaca tarçın ilave ediniz.
İş yerinizde veya evinizde, sofraya yalnız oturmayınız.
Her gün 20 dakika mutlaka yürüyüş yapınız. Zamanı önemli değil. Ancak, her gün bir ay boyunca, aynı saatlerde yürüyüş yapmaya özen gösterin.
Yasaklar
Günde iki bardaktan fazla çay içilmemelidir. Kahve ancak 1 tane.
Turşu, karabiber, acı biber ve sütten uzak durunuz .
En az iki ay boyunca, bezelye, nohut, ıspanak, karnabahar ve brüksel lahanası tüketilmemelidir.
Her türlü kaymak ve katı yağ kullanımından uzak durulmalıdır.
Erkekler icin:
Bir hafta boyunca, sabah kahvaltısı ile öğlen yemeği arasında bir su bardağı suda baş parmak büyüklüğünde iki adet kökzencefil 6 dakika demlenip içilir. Öğütülmüş kökzencefil bu amaç için uygun değildir.
Tüketeceğiniz ne tür et (koyun, dana, balık veya tavuk) olursa olsun, üzerine bolca kekik serpip tüketiniz.
Öğünlerde sadece normal buğday ekmeği tüketilir (beyaz ekmek, kepeksiz).
Her gün bir ay boyunca on-onbeş adet antep fıstığı tüketilir.
Meyvelerden daha ziyade taze beyaz üzüm ve muz tercih edilmelidir.
Her öğlen yemeğinde mutlaka bir adet haşlanmış patates tüketilmelidir. Tüketilecek patetesin üzerine kimyon mutlaka serpilmelidir.
Acı olmamak şartıyla salatanızda sivri veya dolmalık biber bir ay boyunca eksik olmamalıdır.
Her akşam yemeğinden iki saat sonra, bir fincan kuşburnu çayı içilmelidir.
Hangi meyveyi tüketirseniz tüketin mutlaka yarım kase yoğurdun içerisine doğrandıktan sonra tüketilmelidir.
Hangi tatlı olursa olsun, mutlaka üzerine limon sıkılarak tüketilmelidir. Limon sıkılmış tatlı mutlaka yemekten önce aç karına tüketilmelidir. Tatlının üzerine normal öğününüze devam edebilirsiniz.
İş yerinizde veya evinizde, sofraya yalnız oturmayınız.
Her gün 20 dakika mutlaka yürüyüş yapınız. Zamanı önemli değil. Ancak, her gün bir ay boyunca, aynı saatlerde yürüyüş yapmaya özen gösteriniz.
Yasaklar
Günde iki bardaktan fazla çay içilmemelidir. Kahve ancak 1 tane.
Turşu, karabiber, acı biber ve sütten en az iki ay uzak durunuz .
En az iki ay boyunca, bezelye, nohut, ıspanak, karnabahar ve brüksel lahanası tüketilmemelidir.
Her türlü kaymak ve yemeklerde katı yağ kullanımından uzak durulmalıdır.




Erkekler icin:
Bir hafta boyunca, sabah kahvaltısı ile öğlen yemeği arasında bir su bardağı suda baş parmak büyüklüğünde iki adet kökzencefil 6 dakika demlenip içilir. Öğütülmüş kökzencefil bu amaç için uygun değildir.
Tüketeceğiniz ne tür et (koyun, dana, balık veya tavuk) olursa olsun, üzerine bolca kekik serpip tüketiniz.
Öğünlerde sadece normal buğday ekmeği tüketilir (beyaz ekmek, kepeksiz).
Her gün bir ay boyunca on-onbeş adet antep fıstığı tüketilir.
Meyvelerden daha ziyade taze beyaz üzüm ve muz tercih edilmelidir.
Her öğlen yemeğinde mutlaka bir adet haşlanmış patates tüketilmelidir. Tüketilecek patetesin üzerine kimyon mutlaka serpilmelidir.
Acı olmamak şartıyla salatanızda sivri veya dolmalık biber bir ay boyunca eksik olmamalıdır.
Her akşam yemeğinden iki saat sonra, bir fincan kuşburnu çayı içilmelidir.
Hangi meyveyi tüketirseniz tüketin mutlaka yarım kase yoğurdun içerisine doğrandıktan sonra tüketilmelidir.
Hangi tatlı olursa olsun, mutlaka üzerine limon sıkılarak tüketilmelidir. Limon sıkılmış tatlı mutlaka yemekten önce aç karına tüketilmelidir. Tatlının üzerine normal öğününüze devam edebilirsiniz.
İş yerinizde veya evinizde, sofraya yalnız oturmayınız.
Her gün 20 dakika mutlaka yürüyüş yapınız. Zamanı önemli değil. Ancak, her gün bir ay boyunca, aynı saatlerde yürüyüş yapmaya özen gösteriniz.
Yasaklar
Günde iki bardaktan fazla çay içilmemelidir. Kahve ancak 1 tane.
Turşu, karabiber, acı biber ve sütten en az iki ay uzak durunuz .
En az iki ay boyunca, bezelye, nohut, ıspanak, karnabahar ve brüksel lahanası tüketilmemelidir.
Her türlü kaymak ve yemeklerde katı yağ kullanımından uzak durulmalıdır.


PROF.DR.İBRAHİM SARAÇOĞLU

26 Mayıs 2008 Pazartesi

2008 yaz modası

2008 ilkbahar yaz renk trendleri raporu bu tablodaki renklerden oluşuyor. Özellikle kırmızı, deniz mavisi ve lime yeşili 2008 ilk bahar ve yazının vazgeçilmez renkleri arasında. Gümüş girisi, kavun içi ve sarı popüler renkler arasında





2008 yazının en dikkat çeken moda akımlarından biri flapper tarzı. 1920′lerdeki kadınların giyim tarzına flapper tarzı deniyor. Elbiselerde, şortlarda 20′lere dönüşü yaşamaya hazırlanın. Hafif bol kesimli, püsküllü ve boncuklarla süslenmiş elbiseler, uzun şortlar, elbiseler bol kesim olduğu için kemer pek kullanılmıyor.
2008 yaz moda trendlerinde pantolonlarda geniş paçalar dikkat çekiyor. Skinny jeanler birkaç sezondur çok moda fakat 2008 yaz modasında D&G, Prada, Chanel v.b gibi dünyaca ünlü markalar pantolon koleksiyonlarında geniş paça ve yüksel bel pantolonlara yer veriyorlar. 2008 yaz modası geni paça pantolonlar haberinin devamı..


http://www.yelizindunyasi.com/2008-ilkbahar-yaz-renk-trendleri

2008 gelinlik modelleri(Pronovias)



Yandaki modeller 2008 Pronovias koleksiyonuna ait. Modeller bir harika, elbise havasında göğüs altından aşağıya doğru bol inen kesimler bu sene çok moda.

2008 gelinlik modası(Elia Saab)



Dünyaca ünlü Lübnanlı tasarımcı Elia Saab 2008 yaz gelinlik modellerini Barselonadaki defilesinde sergiledi. Vücudu saran zarif modeller ve yine fiyonklar Pronovias gibi yine bu markada da dikkat çekiyor.

2008 gelinlik modelleri






dekorasyonda ev bitkileri




Ev dekorasyonunda farklı stiller tercih edilse de, artık daha çevreci seçimler ön plana çıkıyor: Geri dönüşümlü malzemeler, cam ve ahşap aksesuarlar, doğal ahşap mobilyalar ve elbette mekanlara her zaman sıcaklık katan yeşil.

Büyük yer bitkileri koltuk yanında ve göz hizasında kullanılabilir. Küçük çiçekleri ise daha çok büfe ya da bir konsol üzerine yerleştirebilirsiniz.
Ahşap, cam ve yeşil bir arada çok uyumlu. Biraz hareket katmak için farklı bir malzeme olsa da metali kullanabilirsiniz.
”Doğaya dönüş” düşüncesini, bitkiler ve geri dönüşümlü malzemelerin yanı sıra doğal dokumalar ve renklerle de yakalayabilirsiniz. Örneğin yüzde 100 pamuklu kumaş örtü, yastık ve kılıflar, yeşil tonlarında aksesuarlarla da istediğiniz havayı yansıtabilirsiniz.
Bahar sofrası çiçeksiz olmaz. Saksı seçimlerinizidekoratif olanlardan yana yaparsanız çiçeklerinizi masanızın üstünde de rahatça kullanabilirsiniz.
Yeşil çiçekler ve açık tonlara biraz renk katmak için yapma çiçekler de kullanabilirsiniz. Uzun bitkileriniz için saksı yerine hasır sepetler de çok uygun.
Okuma köşenizi yenileyecekseniz beyaz ağırlıklı bir dekorasyon tercih edebilirsiniz. Beyazın huzur veren dinginliği içinde kullanacağınız iri bitkiler, daha canlı ve dikkat çekici durabilir.
Kim demiş banyoda çiçek olmaz diye? Doğal dokuma havlular, yeşil bitkiler, şifalı sabun ve taşlarla banyonuzda keyifli bir spa köşesi yaratabilirsiniz. Dilerseniz kokulu kuru çiçekleri de dekorasyonun bir parçası haline getirebilirsiniz.
Yatak odanızın havasını tazelemek için raflarınıza birkaç çiçek koyabilirsiniz. Bunun için uygun saksılar bulabileceğiniz gibi kullanmadığınız seramik sürahi ya da çay potunu da saksı olarak değerlendirerek farklılık yakalayabilirsiniz.
http://www.evdekorasyon.net/?p=536#more-536


tabiiki klozet saksı işin espiri kısmıydı yaratıcılıkta sınır yokk

ERKAN TOPUZDAN KANSER UYARILARI


Gerçekleri açıklarsam Türkiye sarsılır” diyen Prof. Topuz, öyle şeyler söyledi ki; göz göre göre kanser oluyoruz…
Prof. Dr. Erkan Topuz, yine herkesi ekran başına kilitleyen açıklamalar yaptı…
Esra Ceyhan’ın Kanal D’deki programına konuk olan İ.Ü. Onkoloji Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz, yine herkesi ekran başına kilitleyen açıklamalar yaptı.
Topuz, kanserle mücadelenin anne karnında başladığına dikkat çekerek hamile kadınların ve bebek sahibi insanların evde dikkat etmeleri gereken noktaları anlattı.Erkan Topuz, bulaşık deterjanlarından, halıların temizliğine kadar çok önemli ayrıntılardan bahsetti. “Benim mücadelem bu yaştan sonra halkımızı kanserden korumaktır. Kanser tedavisi sonra geliyor. Bir korunma bin tedaviden evladır. Bunları ilk defa duyuyorsunuz ama gerçek bunlar. Ben bunları kendimi bu işe adadığım için anlatıyorum. Bu anlattıklarımı Türkiye ilk defa duyuyor. Belki dünyada da çok az duyan vardır” diyen Prof. Dr. Erkan Topuz, herkesi şaşırtan açıklamalar yaptı.


“Ben gerçekleri anlatıyorum. Ama çok fazla anlatmıyorum çünkü her şey sarsılabilir Türkiye’de” diyen Topuz’un sarsıcı açıklamaları şöyle:


-Evde sokakta giydiğimiz ayakkabılarla dolaşmamalılar. Eğer evde ayakkabı ile geziyorsak dışarıdan geldiğimiz ayakkabıları çıkartıp başka bir ayakkabı giymeliler. Çünkü dışarıdan giydiğimiz ayakkabı ile eve soktuğumuz pestisitler kanserin en önemli sebeplerinden bir tanesidir. (Pestisit: Tarım ürünleri, kimyasallar, egzozdan çıkan gazlar vs)


-Kanserle mücadele anne karnında başlıyor. Anne adayları aşırı miktarda vitamin almaktan kaçınsınlar. Çünkü bilinçsizce alınınca vitaminin içindeki kobalt, bazı aşırı miktarda minareller… Doktor bir tane yut diyordur ama çocuk gelişsin diye bir kaç tane yutuyorlar. Bu çocukta birikime sebep olabilir ve kansere neden olabilir.


-Gökkuşağının 7 rengini, ne buluyorlarsa, hepsinden günde en azından 3-5 tane yesinler. Her bir renkte bir şeyler var.


-Kırmızı et alsınlar gebeler haftada 2 kere. Özellikle balıkla beslensinler. Sağlıklı bir insanın kansere yakalanmaması için, bebeğin daha anne rahmindeyken vücudunun direncinin artması ve zehirleri alarak bağışıklık sisteminin bozulmaması lazım.


-En tehlikeli yer halıdır. Halı bütün pestisitleri tutar. Bu nedenle halıların temizliğine dikkat ediniz. Kesinlikle deterjanla temizlemeyin. Sirkeli su ile silin.


-Deterjan kullanınca muhakkak eldiven kullanın. Plastik eldiven kullanmayın, içine izci eldiveni giyin. Çünkü deterjanlar alerjiktir ve ufak dozlarda alındığı takdirde kronik olarak kanserojendir. (İzci eldiveni: Pamuk eldiven)
-Bulaşık makinasında kullandığ

ınız deterjan da petrol ürünüdür, kanserojendir. Ne kadar yıkarsa yıkansın kalıntılar kalabilir. Eğer sağlığınızı düşünüyorsanız çıkardığınız bulaşıkları sirkeli suyla ya da limonlu suyla silin.


-Her türlü deterjandan kaçınız. Devamlı olarak zeytinyağı ve defne sabununu seçiniz. Ellerinizi, vücudunuzu hakiki zeytinyağ, defne veya fıstık yağından yapılan hakiki sabunlar da seçilebilir. Bunları örnek olarak söylüyorum. Deterjandan kaçıyoruz ve çok aşırı miktarda suyla duruluyoruz.


-Beyaz olan her türlü iç çamaşırınızı muhakkak yeni aldığınızda en az 2 kere kaynatınız. Çünkü bunlar beyazlatılmak için kanserojen maddelerle yıkanıyor.


-Oda spreyleri doğrudan doğruya petrol menşeli. Zehiri soluyorsunuz. Akciğerinize geçiyor ve dolaylı olarak bağışıklık sisteminizi bozuyor.


-Sebzeleri mevsiminde dondurup saklamakta fayda var. Yalnız bir kez çözülünce onu muhakkak pişirin. Mikro dalgada bir kere ısıtın. Ateşte ısıttıklarımızda ise bir kere ısıtınız. Çünkü bir dahaki sefere değeri ölür. DNA’yı bozar. DNA kırılması da kanserojene yol açar.


-Radyasyon kronik olarak kansere en çok yaklaştıran faktörlerden biridir. Televizyondan çok uzak duralım.


-Çocuklarınıza haftada 2 kez balık çorbası içirin ama içine zerdeçal koymak suretiyle. Soğan, sarımsak ve o mevsimin sebzesiyle yapmalısız. Çocuk anne karnındayken bu terbiyeyi almaya başlamalı.


-Gebeler haftada 1 kilo balık tüketmeli. Bu miktarın üzerinde balık tüketilmesine karşıyız. Çünkü en steril balıkta bile az civarda civa vardır. Bu balıklar dip balıkları olmamalı. Somon veya yüzey balığı, Akdeniz, Ege balığı olmalı. Marmara’nın dip balıklarını lütfen tüketmeyiniz.


-Kanola yağı kızartma için en uygun yağdır. Onun dışında birinci seçeneğimiz zeytinyağdır. Memleketimizin iftihar edebileceği yağdır. Fındıkyağı da tercih edilebilir.


-Çocuklarımız fastfood türü yiyecekleri 15 günde bir yiyebilirler. Ama haftada 3 kez yedikleri takdirde beyin tümörlerinde, lenfomalarda ve lösemilerde 3 kat artış gözükecektir.


Çocuklarımıza arada bir verebiliriz. Ama dışarıdaki yiyeceklerin nasıl kızartıldığını bilmiyorsunuz. Ona göre hareket edin.


-Çocuklara meyve ve yoğurdu bol yedirelim. Ancak yoğurdu prebiyotik ve ev yoğurdu olarak kullanalım. Yoğurdunuzu evde yapın. Peynir ve çökelek fazla miktarda yiyin. Keçi peyniri çok faydalıdır.


-Çocuklarımızı beyaz un, beyaz şeker ve tuzdan koruyalım.


-Belki tuzcular üzülecekler ama Konya’ya akan kanalizasyonlar ve kirletici sularla, Türkiye’nin en büyük tuzunu karşılayan Tuz Gölü’müz maalesef torbaların içinde çok iyi steril edilmedikleri takdirde bize kanseri ufak ufak taşıyorlar. Bu nedenle kaya tuzunu tercih edin. Yani turşu kurduğunuz tuzu çekin ve çok az miktarda kullanın. Çünkü tuz da kanserojendir.


-Amerika’daki çocukların tombul olmasının sebebi her şeye şeker katmalarıdır. Ucuz beslenmedir.


-En faydalı gıdalardan birisi cevizdir. Daha sonra fındık ve bademdir. Ayçiçeği açık alın. İşlemden geçmemiş olacak, kavurup yiyebilirsiniz. Ama fındık, ceviz gibi yiyecekleri kabuklu alın. Çünkü içine böceklenmesin diye ilaç sıkılmaktadır. Sonsuz faydaları olan yiyeceklerdir. Günde bir avuç muhakkak tüketiniz.


-Elma dünyanın en faydalı gıdalarından birisidir.


-Plastik, bakır, alüminyum kap kullanılmamalı. Porselen, cam ve çelik kullanın. Meyveleri de bu tür kaplarda yıkayın. Bunların içine litresine göre 9-10 çorba kaşığı elma sirkesi atın. Aşağı yukarı yarım saat bekletin. Sonra tekrar yıkamayın. Tekrar mikrop alır.


-Meyvelerin üzerine parlak görünmesi için mum sürülüyor. Bunları hakiki zeytinyağlı sabundan geçirdikten sonra elma sirkeli sudan geçirin. Ya da elma sirkesi ile ovun. Meyveyi kabuğuyla tüketin eğer sterilse.


-Lahana, marul gibi yiyeceklerin ilk dört kabuğunu çöpe atın. İstediğiniz kadar yıkayın bunların üzerindeki pestisitleri temizleyemezsiniz. Çaresi yok.


-3 ayda bir suyunuzu değiştirin. Çok muhteşem sularımız var ama ne olursa olsun tabiatı rezil ediyoruz. Satın aldığımız sularda az miktarda da olsa kanserojen dozlar karışabilir. Bunlar kontrollü sular ama 3 ayda bir değiştirmek gerekiyor.


-Plastik her yerde zehir. Plastik bardaklar, kaplar, plastik herhangi bir şey… Ben ona girmiyorum bu lafı söylersem yer yerinden oynar. Bu plastikler ev yapımına girdiler. Doğrudan doğruya inşaat malzemesi olarak kullanıyorlar. Çok bilinçli olun, çok iyi markalar kullanın. Bunları söylemem demek Türk ekonomisiyle oynamam demek. Ben insanlara kendimi adadım, onun için kimseden korkmuyorum açık açık söylüyorum.


-Meyva suyu yerine posasıyla tüketin. Biz kanserli hastalara suyunu veriyoruz. Meyve suyuna geçmeyen çok madde posada kalıyor. Bu şekilde kolon ve miğde kanserinden korunmuş oluyorsunuz.


-Bakır, özellikle beyin tümörlerinde ön plana çıkıyor. Çok iyi kalaylı olursa bu etki azalıyor. Ama kulağınıza bakır küpe bile takmayın.


-Çocuklarımızı yeşil plastik sahalarda oynatmayınız. Plastik çimenler sentetiktir ve kanserojen madde alabilirler.


-Havuzların iyi temizlenmesine dikkat ediniz. Ozonla temizlemek en fazladır. Aşırı klorluysa yine kansere hazırlık yapıyorsunuz spor yerine.


-Bütün beyazlatıcılardan kaçınız. Çocuklarımızın kullandığı o pırıl pırıl bembeyaz defterler klorla temizleniyorlar. Bunlarla temizlenmemiş defter kullansınlar. Kullandıkları boyalarda da kanserojen etkisi vardır.


KANSER DALGA DALGA GELİYOR
Prof. Dr. Erkan Topuz, verdiği şu çarpıcı bilgi ise kanserin boyutlarını açıkça ortaya koymaktaydı: “Kanser dalga dalga geliyor. 2020 yılında 20 milyon insan kansere yakalanacak. Ama eğer bunları yaparsak belki bunu 15 milyona indirebiliriz. O yüzden gözümüzü açalım. Bu iş çocukluktan başlıyor. Çocuklarımıza bu terbiyeyi vermek zorundayız. Ailedeki çocuk annesini taklit eder. Anne ne yiyorsa çocuk da onu yer.”


Erkan Topuz, yaptığı açıklamalar nedeniyle bir takım sektörleri zor duruma soktuğu eleştirileri için ise, “Benim için insan sağlığı birinci plandadır. Ekonomi ikinci plandadır. Bir insanın kanser olması durumunda devlete ve millete verdiği zarar milyarlarca dolardır. O yüzden dikkatli olduğunuz takdirde ekonomiye de katkınız olur. Aslında ben bunları anlatarak Türkiye’nin ekonomisini de kurtarıyorum farkında değiller” diye konuştu.

KANSERDEN KORUNMA YOLLARI


Kanal D’de Müge Anlı’nın sunduğu “Dobra Dobra” adlı programa katılan İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz, kansere karşı nasıl beslenilmesi gerektiği yolunda çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşte Prof. Dr. Topuz’dan kanserden korunma reçeteleri...


Kolon kanserine deve dikeni sütü
“Kolon kanserlerine gelince, kolon kanseri yapan nedir? Bir kere kabızlık en önemli faktör. Onun için bağırsaklarımızı muhakka yumuşak tutalım. Kırmızı etten kaçalım. Mesela dandelion denilen bir bir madde vardır. Türkiye’de henüz yok . Sonra taysıl dediğimiz deve dikeninin sütünden elde edilen bir madde vardır ki aşağı yukarı 30-40 yıldır Alman tıbbında 3-4 bin senedir dünya tıbbında vardır karaciğer kanserini korur. Kolon kanseri riski olanların günde bir gram calsium 100 mg aspirin alması lazım. Hasta olanların ise yoğurt yemesi lazım sürekli olarak. ”

Sucuk, salam ve sosisten sakının
“Beyaz un, beyaz şeker, konserve, sucuk, salam, sosis, hazır meyve suları, margarin; bunlar genellikle kanserojen maddelerdir. Soya yağı ve keten tohumu meme kanseri olan ve sektörleri pozitif olan hastalara vermeyin. Ancak soya yağı, soya sütü, keten tohumu çocuğumuz küçük ve kansere meyili varsa o zaman korur. Bakın ne kadar çelişkili.”


Kanser olan süt içmesin
“Büyüme hormonu sütle de vücuda geçiyor. Bu sütü çocuklar için söylemiyorum kanserli hastalara verdiğimiz zaman kanserde insülin seviyesini yani kanserojen maddeyi de yükseltiyor. Kanser hastaları neler yapmalı? Bir kere kilo almamalılar. Spor yapmalılar. Yağlı gıdalardan kaçmalılar. Hormonlu gıdalar almalılar. Doğum kontrol hapı da almalılar. ”


Doğum kontrol hapına dikkat!
“Kadınlar eğer memesinde fibrokist, ailesinde kanser varsa menopoza girdiği zaman kesinlikle hormon almamalı ve muhakkak çok sık meme kontrolleri yaptırmalı. Doğum kontrol hapını bir seneden fazla kullanmayın. Bir sene dinlenin. Çünkü over (yumurtalık) kanserini korur meme kanserini artırır.”


Yoğurdu evinizde yapın, keçi peyniri yiyin. Cevizi de unutmayın!
“Yoğurdun üzerindeki yeşil su mideye zararlıdır. Brokoli, karnabahar, lahana, kırmızı lahana, kıvırcık salata, semiz otu, kırmızı turp salatası, kereviz, yeşil kabak ama bunlar mevsiminde yiyeceksiniz, turfanda değil... Ayrıca bunlar kemoterapi esnasında yenmeli. En makbul gıda, en ucuz gıdadır. Şimdi soğan ve sarımsağa gelelim. Ceviz çok faydalı, günde 4-5 acıbadem yenmeli. Kavrulmamış kayısı çekirdeğini 5 taneden fazla yemeyin, içinde bir madde vardır 15 tane yerseniz diger tarafa gidersiniz. 3 kara üzüm, kara erik, kara kayısı ama tazesini yiyeceksiniz. Kışın ise güneşte kurumuş gül kurusu makbuldur. Yoğurdu evde yapacaksınız. Katkısız olacak. Probiyotikten yapın ve soğuk sütün içine atın. Keçi peyniri ve çökelek de çok faydalıdır, özellikle karaciğer kanserine...
Süte bir bardak limon dökün, kesilsin ve içinde kalan peynirimsi kısmı dökün, suyunudan bardak bardak için... Şile Ağva ve Kilyos’ta kendiniz toplayın böğürtlenleri. Kendisini yerseniz elledit asit var böğürtlenin hem yaprağında hem meyvesinde, hem kökünde. Ama meyvesi bir ay sürdüğü için yaprağını veriyoruz. Böğürtleni bu mevsimde yani simdi alın toplayın, bunun şurubunu yapın. Çorba kaşığıyla, kolon kanserine büyük şifadır.


Kırmızı et olarak kuzu yiyin
“Genelilkle beyaz eti tavsiye ediyoruz. Balık tavuk hindi ve arkasından haftada bir kez kırmızı et veriyoruz. Ama lütfen kırmızı ette kuzu etini tercih ediniz. Çünkü genellikle zavallı kuzular hiçbir şekilde zehirlenmemiştir. Niye kırmızı et zararlı diyoruz. bakın hayvanlar genellikle otluyorlar. Etraftan inteksit (zehirlenmiş) dediğimiz otları yiyorlar o da doğrudan doğruya adalesine gidiyor Ayrıca biz bunlara growth factors yani büyüme hormonu veriyoruz. Bir de kırmızı etin öz yapısında kansorejen madde var. Zavallı kuzunun daha otlamadan gırtlağını kesiyoruz. Ne hormon veriyoruz ne bir şey”
Kız çocuklarınıza asla turfanda yedirmeyin


Kız çocuklarınıza asla turfanda yedirmeyin
“20 yaşına kadar bu diyet yapılırsa yüzde 60 kurtulur. 20 yaşından sonra ise yüzde 20 korur. En çok kadınlarda görülen meme kanseri; kız çocuklarını hormonal beslenmelerden uzak tutmak lazım. Tüm gıdalarımızda hormon var. 15 Eylül’den 1 Ekim’e kadar domatesinizi salçanızı yapın. Sakın turfanda yemeyin. Karnabahar varken brokoli yemeyin. Brüksel lahanası değil, oturun 400 liralık lahana yiyin. Lahana brokoli semizotu karnabahar meme kanserinin en büyük düşmanları. 12 yaşında erken bluğ, meme kanseri için çok önemli bir potansiyeldir, meme kanserini arttırır. Haftada 3 kez yada daha fazla fast-food yiyen gençlerde beyin kanseri enf kanseri ve kan kanseri 3 kat fazladır. Haftada 1 kere yesinler.


En faydalısı kanola yağı
“Fındık yağı, kanola yağı, zeytin yağını tavsiye ediyorum. Kanola yağı dünyada çok yaygın Türkiye’ye de yeni girdi ve en ucuz en kaliteli bitki yağıdır. Kanola ve zeytin yağı, keten tohumu ve soya yağı vermeliyiz çocuklara. Kadınlara kansere yakalanmadan önce vermeliyiz ama kadın kansere yakalandıysa bunları vermeyiniz çünkü kanseri azdırır. İlk başta korur sonra azdırır. Kemoterapide trombosit düşürdüğü iddia edilir. Isırgan yaprağı ısırgan kökünün çayı prostat kanserine faydalıdır Yeşil çay prostat, meme, kolon ve mide kanserlerine karşı korur ancak iki kupa içeceksiniz. Şöyle birleştiriyorum hastalarıma; bir yeşil çay iki böğürtlen yaprağı üç limon kabuğu dört ısırgan yaprağını karıştırın.


9 Mayıs 2008 Cuma

Yeni evlenenlere mobilya önerileri


Alışverişe çıkmadan önce evi bölümlere ayırarak, her oda için ayrı ayrı ihtiyaç listeleri oluşturulması şart.
Yatak odasında rahat bir yatağın dışında akıllı gardrop ve eşya saklama üniteleri gibi akıllı çözümlerden faydalanmak gerekir.
Yatak odası mobilyaları seçimi için düz ve açık renk tonlar tercih edilmeli. Bu tarz mobilyaların modası çabuk geçmeyecek ve her türlü aksesuarla kombine edilebilecektir. Yatak odasında okuma lambalarının olması önemlidir.
Oturma odasında rahat koltuklar seçilmelidir. Kılıfların üstü kirlenir veya lekelenirse makinede yıkanabilmesi için çıkartılabilir ve yıkanabilir olması da son derece önemlidir.
Mutfak dolaplarında beyaz rengin tercih edilmesinde fayda var. Bu renk tercihi, sadeliğin yanısıra aydınlık ve geniş bir görüntü sağlanmasına yardımcı olacaktır. Mutfağın büyüklüğüne göre açılıp kapanır bir yemek masası veya iç içe geçen türden sandalyeler kullanılabilir.
Tuvalet malzemeleri düzgün bir biçimde koyabilecek dolaplar ve modern aksesuarlar kullanılmalıdır. Ayrı ayrı banyo mobilyaları, küçük aksesurarlar eklemekten çok daha fazlasını yapmalarına imkan verir.


Pencerelerde klasik ve modern bir arada


Küçük metrekarelere sahip evlerde, kapı perdeleri sayesinde rahatlıkla iki ayrı alan yaratılıyor. Perde dünyasındaki trendleri Elvin Perde Yönetim Kurulu Başkanı Canan Sönmez Canik ile konuştuk.
DEKORASYONA UYUM ŞART PENCERE ŞEKLİNE DİKKAT
Perdelerin evinizin dekorasyonuna sağladığı uyum önemli. Yanlış seçimler, mobilyalarınızın ve diğer dekorasyon objelerinizin kendini göstermesini engelleyebilir. Bu yüzden perde seçerken dikkatli olmak lazım. İşe dekorasyonun tamamlanması gereken en son aşamasının perde olduğunu unutmadan başlamak gerekiyor. Öncelikle duvar renginizi dikkate almalısınız. İster boya ister duvar kağıdı olsun, duvarla aynı renkte seçilmiş bir tafta, rutin görüntülere neden olabilir. Bu yüzden perdelerinizi duvarlarınızın renginden bir kaç ton açık ya da koyu renkte seçmekte fayda var. Koltuk kumaşının içindeki renk tonlarından seçilen perdeler mekana uyum sağlayıp keyifli bir görsellik oluşturabilir. Her şey renk uyumuyla bitmiyor. Evinizdeki objelerde hareketlilik varsa düz tonlarda perde seçmek daha doğru. Sade ve spor döşenmiş evlerde daha hareketli ve desenli perdeler olabilir. Perdeleriniz lamba başlığı, örtü ve dekoratif yastıklarla uyum sağlayabilir. Pencere yapısını unutmayın. Küçük pencerelerde sade modeller ve kumaşlar, büyük pencereli odalarda yere uzanan düz renk tüller tercih edilebilir.
SİVRİSİNEKLERİ KOVAN DA VAR, GÜZEL KOKAN DA

Bu sene perdeler çok renkli. Klasik ve modern artık bir arada. Modern ve minimal mekanları klasik bir perdeyle, ağırbaşlı bir havaya sokmak mümkün. Perdelerde renkli tüller ve renk uyumlu taftalar kullanarak sıcak ortamlar yaratılabilir. Yerlere kadar uzanan, hareketli kumaşlar perde aksesuarlarıyla tamamlanıyor. Yerlere uzanan tüller, taftalar, ipekler bolca var ve mekanlara görsellik katıyor.” Renk, ürün ve desen çeşitliliğinin yanı sıra, perdelerdeki teknolojik yenilikler pek çok kolaylık sağlıyor. Akıllı kumaşlardan üretilen modeller; anti bakteriyel özellikleri, mekana güzel kokular saçma, suyu emme özellikleriyle göze çarpıyor. Sivrisinekleri yaklaştırmayan özel apreli perdeler yaz aylarında ön plana çıkıyor. Ayrıca küçük metrekareli yazlık evler için bahçe kapılarında, mutfakta, koridorda ve odaları ayırmak için tercih edilen kapı perdeleri, mekanları küçültmeden iki ayrı alan yaratmak için tercih edilebilir.
Stor ve katlamalı perdelerde her odaya rahatlıkla uygulandıkları için tercih edilen modellerden. Stor perdeler özel olarak aprelenmiş kumaşlarla yapılıyor. Akşamları içerinin görünmesini engelleyip gün içinde de rahatsız edici güneşten koruyorlar. Kumaş ve mekanizmasıyla birlikte hazır olarak camınızın ölçülerine göre yapılıyor. Günümüzde beş metre enindeki camları bile kesintisiz kaplayacak storlar bulmak mümkün. İsterseniz çatı katlarını, cam tavanları stor perdelerle kaplayabiliyorsunuz. Son yıllarda saten güneşliklerin yerini stor perdeler aldı. Bunun en önemli nedenlerinden biri kullanım kolaylıkları. Aslında stor perdeler tül ve kumaş perdelerin tamamlayıcısı. Storu iç çamaşır, perdeleri de üst giysi olarak tanımlayabiliriz. Tercih edilen alternatiflerden biri de katlamalı perdeler, stordan farklı olarak beğendiğiniz herhangi bir kumaştan üretilebiliyorlar. Tercihe göre eteklerine evinizin renkleriyle uyumlu püskül veya renkli boncuklar eklenebiliyor. Hızla gelişen teknoloji perde sektörünü de etkiliyor. Bu sene sessiz çalışan elektrikli modeller ev ve iş yerlerinde ön plana çıkıyor. Uzaktan kumanda sistemiyle, oturduğunuz yerden açıp kapayabildiğiniz sistemler stor perde, katlama perde ve ray sistemlerine rahatlıkla uygulanabiliyor. Özellikle galeri tipi yüksek camlı ve akıllı evlerde kullanılıyorlar.
PERDE BAKIMINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
İpekli taftalar ya da diğer fon kumaşları için kuru temizleme yapılmalı.
Tül perdeler yılda ortalama 4-5 kez yıkanmalı. Sigara dumanına çok maruz kalan odalarda bu sayı artabilir.
Tül yıkanacaksa, perde halkalarını bir kese içine almak yıkama esnasında hassas tüllerin yolunmasına ve hasar görmesine engel olur.
Yıkanan tül perdeler buruşmaması için üst üste bekletilmemeli, hemen asılmalı. Perdeyi nemli asarsanız 1-2 gün içinde ütü gerektirmeden kendini toparlar.
Kalın perdelerle ince olmayan tüllerin bazıları elektrikli süpürge yardımıyla temizlenebilir.
Perdede bulunan aparatları yıkama öncesi çıkarmaya ve sonrasında tıkmaya özen gösterin.
Stor perdeler, asla yıkanmamalı ve silinerek temizleme yapılmalı.
Katlamalı perdelerde seçilen kumaşa göre yıkama işlemi yapabilirsiniz.

Seramik vazo yapmak ister misiniz?


Ev aksesuarlarını seviyorsanız ve azıcık el işine de ilginiz varsa, siz de kendinize seramik vazolar yapabilirsiniz. Bu sizi biraz uğraştırabilir ama emin olun yorulduğunuza değecek…

Basit kelebek fırçalarla duygularınızı yansıtabileceğiniz pürüzsüz yüzeyler… Şili’den seramik vazo yapımıyla ilgili bir kaç öneri almaya ne dersiniz. İçinizden geldiği gibi yaptığınız, kendinizi üzerine yansıttığınız bu aksesuarlar, evinize çok yakışacak.
Malzemeler:Akrilik renklerinizi isteğinize göre belirleyin. Vazonun içi ve altı için sırlı şeffaf cila seçin. Renk gölge paleti ve boya fırçalarınızı hazırlayın. Fırça temizleme süngerinizi unutmayın. (Malzemelerinizi el işi ve hobi dükkanlarından alabilirsiniz.)
Nasıl yapılır?• Sırlı cilayı vazonun içine koyun, etrafında döndürerek tüm yüzeyi kaplamasını sağlayın. İki kez aynı cilayı tabanda tutup yakın. Seçtiğiniz fırça ile seçtiğiniz rengi vazoya zemin olarak iki kere uygulayın. İki boyama arasında kurumasını beklemeniz gerekli.• Modeli kopya kağıdı ile vazoya geçirin, beyaz kopya kağıdı ve HB kurşun kalem kullanın. Sırlı fırçanın bir yüzüne beyaz diğerine kahverengi sürün.• Parçaları orta noktalarından merkeze doğru boyamalısınız.• Yani sırlı fırçanızın bir yüzü yeşil bir yüzü kahverengi iken başladığınız noktadan merkeze doğru sırlı fırçanızla boyamaya başlayın.• Çukur alanları kontrol ederek, gölgeleri kahverengi ile işaretleyin.• Tüm taslakları beyaz renkte fırça ile işaretleyin.• Sırlı fırçanıza beyaz boya sürün ve yüzeyin eğilimine göre sert hareketlerle ters bir u tamamlayarak boyayın.• Aynı fırçaya kırmızı kil koyup merkezden sınırlara doğru hareketin etkisi azalıyormuş gibi olması için öne doğru eğerek sürün.• Koyu renkler merkezde açık renkler kenarlarda olacak şekilde boyamaya devam edin.• Yuvarlak fırça ile merkezleri boyayın.• Parlak sarı ile final bitişini yapmak üzere merkezin üstünden kırmızı kille geçin.• Sadece ortada uzun yeşil bir nokta yaratın.• Tüm taslakların üzerinden beyaz boya ve fırça ile geçin.• Çiçekleri bitirdikten sonra, kurumaya ve olgunlaşmaya bırakın. Tüm yüzeyi kahverengi ile eskitip temizleyin.• Sınırda ve altta fırça ile altın rengi kılçıklar yaratın.• Bir sünger ile vazonun altındaki altın rengi boyayın. Çiçekleri boyamayın.• Kurumaya bırakın iki kez porselenleyin. Hızlı kurutucu bir sprey bu işi görür. İki uygulama arasında kurumasını beklemeyi unutmayın.
Not: İsterseniz renkleri değiştirebilir, istediğiniz renkleri uygulayabilirsiniz.

evinizi 3 adımda organize edin

1. AdımEv içindeki alanları düzenlemek• Evin en fazla kullanılan alanları kanepe, yemek masası, yatak ve eğer varsa şömine çevresi ile ilgili iyi bir plan yapmak, bu noktaları düzenlemenin en pratik yoludur.
• Kanepenizi iki kitaplık ya da herhangi iki raf sistemi arasına yerleştirmeniz düzenli bir görünüm elde etmenizi sağlar.• Her eşyanın ayrı bir işlevi olmasındansa çift işlevli modüler mobilyalar tercih edin. Böylece bir komodini kahve masası olarak kullanabilir ya da sandıklarınızı sehpa olarak değerlendirebilirsiniz. Az eşya ile düzenli bir görünüm elde etmeniz daha kolay olur.• Yatağınızın uzun kenarını duvara yaslayarak, gün içinde onu kanepe gibi kullanabilirsiniz. Yatak odanıza ayrı bir koltuk ya da kanepe koymanız gerekmeyeceği için mekanda ferah bir görünüm elde etmeniz daha kolay olacaktır.


2. AdımEşyalarınızı nasıl depolayabilirsiniz?• Çarşaf, battaniye ya da giymediğiniz kıyafetlerinizi yatak altlarında vakumlu torbalarda ya da toz geçirmeyen depolama kutularında saklayabilirsiniz.• Görünmesini istemediğiniz yerden tavana kadar olan rafları saklamanın en güzel yolu, üzerine bir bedre çekmektir. Duvardan duvara, tavandan yere asacağınız perdelerle ferah bir görünüm elde edebilirsiniz.• Dolap içi düzenleme üniteleri ve kutularla ortalıkta olan eşyalarınızı gizleyebilirsiniz. Özellikle irili ufaklı eşyalar karışıklığa sebep olurlar. Onlar için bu şekilde bir çözüm bulmanız düzeni sağlama konusunda yardımcı olur.
3. AdımRenkleri belirleyin• En sevdiğiniz objelerin renklerine göz atın. Bu renkleri seçtikten sonra diğer mobilyalarınız ve aksesuarlarınızı ana renklerinizi tonlayacak biçimde seçebilirsiniz.• Farklı malzemelerdeki mobilyaları boyayarak eşyalar arasında geçişi sağlayabilir, mekana ferah bir görünüm kazandırabilirsiniz.• Düzen demek, beyazların hakim olması demek değildir. Mekana renk eklemek, ama yine de karışıklığı engellemek istiyorsanız, pastel tonları kullanın.

2008 yaz modası VİCTORİA'S SECRET








8 Mayıs 2008 Perşembe