3 Haziran 2008 Salı

Güzellik kariyer için avantaj mıdır?




Güzellik kariyer için avantaj mıdır?
Adil değil ama gerçek. İşi onlar kapıyor, yüğksek maaşı onlar alıyor, terfilerde onlar öncelikli oluyor.


Daha güzel ve çekici insanların kariyer yolları daha açıktır. Diğerlerinden daha fazla maaş alırlar. Daha kolay terfi ederler. Peki neden? Güzellik, kariyerde avantaj mıdır? Yani güzel/yakışıklı kişilerin, (ortalama görünüşe sahip kişilere oranla) daha avantajlı durumda oldukları söylenebilir mi? İşe alımlarda tercih edilen, daha kolay terfi eden, daha fazla maaş hak ettiği düşünülen kişiler onlar mı olur hep?


Peki durumun muhtemel dezavantajları neler olabilir? Fiziğiyle dikkat çekiyor olmanın, yanında getirdiği bedeller de var mıdır? Kadın ve erkekler açısından durum farklı mıdır?


Güzelliğin kariyer için bir avantaj olup olmadığı sorusundan başlayalım. Yanıtın olumluluk derecesini belirleyecek etkenlerin birincisi, işin niteliği. Yani fiziksel görünüşün bir numaralı yetkinlik olarak kabul edildiği meslekler için (modellik, oyunculuk gibi) yanıt "kesinlikle evet". Bu konuda kimse tartışmaya bile gerek duymuyor. Ancak soru iş dünyasının takım elbise giyenler tarafına yöneltildiğinde, tereddütler olabiliyor. "Diğer tüm özellikleri aynı iki adaydan, güzel olanı tercih etmek profesyonelce midir, yoksa ayrımcılığa mı girer" gibi sorular yüzünden. Üzerinde tartışılabilir bir konu ancak burada da tercih güzelden yana.


BELİRTİLER ANASINIFINDA OKURKEN BAŞLIYOR


Fiziksel olarak ortalamanın üzerinde olan kişiler, bu durumun nimetlerinden faydalanmaya hayata atıldıkları ilk yıllarda, daha anasınıfındayken başlıyor. Öğretmen içgüdüsel olarak sınıftaki güzel çocuklara daha fazla odaklanıyor. Güzelliği (şuuraltında) zeka ve iyilikle ilişkilendirdiği için onlara daha çok söz veriyor. Bu durum çocuğu ilerleyen yıllarda da etkilemeye devam ediyor. Fransa’daki Halde adlı Ayrımcılık Gözlem Evi’nin Direktörü Jean-Francois Amadieu’ya göre fiziksel çekicilik, bir öğrencinin akademik performansında yüzde 20 ile 40 arasında değişime neden oluyor. Amadieu, "Sözlü not, tahmin ettiğimizden çok daha yaygın ve etkili" diyor. ABD’de iyi görünmenin bir yıl ve yarım diplomaya eşit olduğunun tahmin edildiğini de belirtiyor.


Kişi yetişkin hale gelip iş pazarına atıldığında da güzelliğinin avantajlarını yaşamaya devam ediyor. Hatta iş görüşmesinin öncesinden başlayarak, yani CV’ye eklenen fotoğrafla. Bu etkiyi somutlaştıran araştırmalar dahi var. Harvardlı iki ekonomist, Markus Mobius ve Tanya Rosenblat, öğrencileri işverenler ve adaylar olmak üzere ikiye ayırdıkları bir deney yapmışlar. İş tanımı problemlere çözüm bulmak olarak tanımlayıp, başvuran adaylara CV doldurtup, onlara çözmeleri için birer problem vermişler. Bazı işverenlerin adayların sadece özgeçmişlerini, diğerlerin CV ve fotoğraflarını, başka bir grubun ise CV’lerini görüp telefon mülakatı yapmalarını sağlamışlar. Son grup ise hem CV’yi incelemiş, hem de telefonla ve yüz yüze görüşme yapmış. Sonuçta, güzel adayların problem çözmede diğerlerinden daha başarılı olmadıkları görülmüş. Ancak iş başvurularının kabul edilmesinde bu sonuç değil, fotoğrafları ve yüz yüze mülakatlar etkili olmuş. Güzel ve çekici olanlar daha yüksek maaşlarla işe girmeyi başarmışlar. Ve bu ayrımcılığı sadece erkek işverenler değil, kadınlar da yapmış. Argo söylemeye izin varsa "yavruları" işe alanların sadece erkekler olmadığı ortaya çıkmış.


MAAŞA YANSIMASI YÜZDE 25’İ BULUYOR


Bir de işin kazanç tarafı var. PricewaterhouseCoopers Kıdemli İK Müdürü Murat Demiroğlu araştırmaların, güzel insanların kazançlarının, aynı işi yapan denklerine göre yüzde 25’e kadar farklılaşabildiğini gösterdiğini söylüyor. Aslında bu konuda epey farklı rakamlar öne süren araştırmalar var. Örneğin Federal Reserve Bank of St. Louis’in 2005’te yaptığı araştırmaya göre iyi görünümlü, zayıf, uzun boylu insanlar normal denklerine göre yaklaşık yüzde 5 daha fazla kazanıyor. Ortalamanın altında fiziksel özelliklere sahip kişiler ise diğerlerine göre saatte yüzde 9 daha az kazanıyor. Başka bir araştırmada, vücut kitle endeksine göre obez olan kadınların, normal ölçülere sahip kadınlara göre yüzde 17 daha az kazandıklarını bulunmuş. Diğer bir veri de erkeklerin boyuyla ilgili: Beyaz erkekler için, ulusal ortalamanın üstüne çıkan her inç (2,54 cm), yüzde 1.8’lik artış anlamına geliyor. Davranış Bilimleri Enstitüsü’nden Uzman Psikolog Eda Arduman, ABD’de yenidoğan bebekler üzerinde yapılan bir araştırmanın, bebeklerin simetrik suratlara daha rahat odaklarını gösterdiğini söylüyor. "İnsan henüz sosyalleşme ve kültürel değerlerin oluşmadan güzelliğe yöneliyor. İşyerinde de görüntüleri memnun edici olan insanları tercih edebiliyorlar."


Oysa gerçekte fiziksel çekicilik zekayı, yönetim becerilerini ve akıl sağlığını olumlu etkilemiyor. Psikiyatr Prof. Dr. Bengi Semerci, "Bunların hepsi toplumsal atıflar" diyor: "Bu atıflar arasında doğru olan tek bir tane var, o da fiziksel çekiciliği olan insanların sosyal yeterliliklerinin daha fazla olduğu. Bu insanlar daha özgüvenli, daha sosyal olabiliyorlar. Bu da onlara özellikle satış pozisyonlarında şans kazandırıyor. Buna psikolojide "kendini gerçekleştirme kehaneti" deniliyor. Yani toplumun sağladığı kalıplar sosyal güveni artırıyor ve kişiye atfedilen özellik oluşuyor."


AYRIMCILIK MI YOKSA PROFESYONELCE Mİ


Konunun ayrımcılıkla ilgili kısmına yani "Diğer tüm özellikleri aynı iki adaydan, güzel olanı tercih etmek profesyonelce midir, yoksa ayrımcılığa mı girer" sorusuna dönersek. Texas Üniversitesi’nden Dr. Hamermesh, güzeli tercih etmenin tamamen meşru bir iş stratejisi olduğunu söylüyor. Bu savı destekleyen bir veriye de ulaşmış: Güzel işverenler, daha az güzel olanlara oranla çalışanlarına daha fazla gelir sağlıyor. Satış gibi, insanlarla iletişimin şart olduğu meslekler söz konusu olduğunda güzeli tercih etmek normal görülüyor. Fransa’daki Halde adlı Ayrımcılık Gözlem Evi’nin Direktörü Jean-Francois Amadieu, güzellik ayrımcılığının neden fazla gündeme gelmediğini şöyle açıklıyor: "Fiziksel görünüm, azınlıklar veya profesyonel yaşamda kadın-erkek eşitliğinden daha az politik bir konu. Hiçbir lobi bu konunun savunuculuğunu yapmıyor. Çirkin görünümlü insanların bir birliği yok. Fiziksel görünüme dayalı ayrımcılık objektif kriterlerle analiz edilemediği için, bu mücadele hukuka yansıyabilir görünmüyor. Ancak bu, bu tip ayrımcılıklara odaklanmamak için bir neden değil." Prof. Dr. Bengi Semerci, "Fiziksel çekiciliğin ortalamanın altında olması kişiyi hırslandırır mı ya da güzel olan daha mı az çalışır?" sorusuna şu yanıtı veriyor: "Çocuğa küçüklüğünden beri fiziksel özellikleri nedeniyle kazanç sağlanır, fiziksel özellikleri ön plana çıkarılırsa kişi de ilgi çeken ve kazandıran özelliği ile daha çok uğraşır, yatırımını ona yapar. Böylece diğer özelliklerini ve yeteneklerini geliştirme şansını kaybeder. Fiziksel olarak iyi olsa bile buna vurgu yapılmaz, bu kazanç için yeterli bulunmazsa çocuk diğer özelliklerini de geliştirir. Fiziksel özelliği artı olarak kalır. Fiziksel görünüm avantajı olmayan çocuk ise sahip olduğu yetenekelerinin hepsini kullanmaya çalışacaktır. Ama benzer şekilde onunda herhangi bir özelliği öne çıkarılırsa ya da yetenekleri desteklemezse sonuç aynı olur.


Yani bu durum direkt yetiştirme tarzı ve sosyal çevrenin tutumuna bağlıdır."


GÜZEL GÖRÜNMEK İÇİN BAZI TAVSİYELER


Catherine Kaputa’nın "U R A Brand, How Smart People Brand Themselves for Business Success" adlı, 2007’de Ben Franklin en iyi kariyer kitabı ödülünü alan kitabında, güzel görünmek için şu tavsiyelerde bulunuluyor:


Kendinizi paketleyin


Marka yöneticileri paketlemeye büyük önem veriyor. Görsel izlenimler güçlü olduğundan, sizin de önem vermeniz gerekir. Saniyeler içinde mimleniyoruz: İyi-kötü, işe al-alma, başarılı-başarısız. Her şey birkaç saniye içinde olup bitiyor ve bir anlık görsel izlenime dayanıyor: Nasıl göründüğünüz ve kıyafetlerinize. Tabii ki, kıyafetler işinizi daha iyi yapmanızı sağlamaz, ancak işe nasıl hakim olduğunuz konusunda izlenim verir. Kıyafetleri okumak kolaydır ve kim olduğunuz konusunda mesaj vermek için kullanabileceğiniz en önemli araçtır.


Sıradışı ve farklı bir özelliğinizi vurgulayın


Bugün, ilginç görünen insanlar çekiciler. Ayrıca, herkes gibi görünmek istemezsiniz. Siz orijinalsiniz ve kendinize özgü bir havanız olmasını istersiniz. Farklı görünmek, güçlü ve çekici bir imaj oluşturmada çok etkili olabilir. Barbra Streisand, Andy Warhol ve Arnold Schwarzeneggar’in kendi görünüşleri, özellikleri veya şekillerini nasıl abarttıklarını düşünün.


Bir alameti farikanız olsun


Alameti farika gibi bir imza unsuru geliştirmek zekice kişisel markalaştırmadır ve sizi kalabalıktan ayırır. Bir ürünün üstündeki logo gibi, sizi tanımlayan markalı bir unsur yaratmış olursunuz. İyi seçilmiş bir imza unsuru, başkalarına marka mesajı vermenin yanı sıra, sizin kendinizi nasıl gördüğünüzü de anlatır. Larry King’in askıları, Jackie Kennedy’nin şapkaları ve büyük gözlüklerini düşünün. Steve Jobs’un kot pantolonu, Bono’nun hafif renkli gözlüklerini de. Saçınızı ihmal etmeyin


Saç, güçlü görsel kimlik yaratmada inanılmaz derecede önemli bir araçtır. Donald Trump’ın saçı onun görsel kimliğinde dev yatı ve güzel eşi kadar etkili bir alameti farika. Tamamen kazıtarak silüeti vurgularsanız, dökülmüş saçlar bile çekici görünebilir.


’Yumuşak güç’e odaklanın


Üzerinde düşünülmesi gereken şeylerden biri de yönetim duruşu. Bir odaya nasıl girersiniz? Dik ve kendinden emin bir şekilde mi yürürsünüz? Ya da omuzlarınızı çökertir ve dikkati dağılmış mı görünürsünüz? Yönetim duruşunun diğer bir ögesi davranış tarzıdır, yani kendinize ve başkalarına nasıl davrandığınız. Davranış tarzı, üzerinizde kaç göz olduğuna bakmadan, beklenen ve beklenmedik durumlarda nasıl davranacağınızı bilmektir.


Kaynak: Hürriyet

Sosyalleşmek için en iyi hobiler

Hobiler boş vakitlerinizde ruhunuzu dolu tutan etkinlikler. Herkes bir hobi sahibi olabilir. Bir ya da birkaçıyla uğraşarak hem kendinizi geliştirip zamanınızı değerlendirebilirsiniz, hem de yeni insanlarla tanışabilirsiniz. Yalnızlığını gidermek, bir kız arkadaş bulmak, yeni iş bağlantıları kurmak için hobi kurslarına yazılanların sayısı hiç de az değil. İşte size birçok sosyalleşme önerisi. Siz sadece nasıl tiplerle karşılaşmak istediğinize karar verin.

MUTFAK, YEMEK VE ŞARAP
Yeme-içme kursları gittikçe daha da popülerleşiyor. Bir yemek kursuna yazılabilir, şarap tadımına gidebilir, tadım gezilerine katılabilirsiniz.

KİM GİDER?
Entelektüeller, kültür-sanat meraklıları, gurmeler, romantikler, evlenme hazırlığı yapanlar, yalnız yaşayanlar, yalnız babalar, lezzet düşkünleri, çikolata tutkunları, İtalyan ya da Fransız hayranları. Aklınıza gelebilecek sayısız türde insan artık boş vakitlerini yemek kurslarında dolduruyor.

KAÇA PATLAR?
30 liradan başlayan küçük günlük tadım etkinliklerinden 15 bin liralık yurtdışı gurme turlarına kadar bir sürü alternatif var.

NEYE YARAR?
Mutfakta lezzeti ve yaratıcılığı ön plana çıkaran bu kurslar sayesinde damak tadınızı geliştirerek, kendi mutfağınızı yaratmaya bile başlayabilirsiniz. Ve hatta özel bir yeteneğiniz olduğunu keşfederseniz bunu bir işe dönüştürebilirsiniz bile. Böylece hem hoşça vakit geçirme hem de yeni arkadaşlıklar kurma fırsatı yakalayabilirsiniz. Öğrendiğiniz yeni tariflerle ailenize ya da dostlarınıza hoş süprizler hazırlayabilirsiniz.

BİR ÖNERİ: Pratik Dünya Mutfağı
Pratik Dünya Mutfağı kurslarında, çoğu evdeki malzemelerle yapılabilecek arrabbiata, pesto gibi cezbedici makarna sosları, ev yapımı tortellini, ravioli veya ince hamurlu pizzalar, avokadolu Meksika sosları öğreniliyor. Dersler, çalışanlar için 19.00’da başlıyor, hafta sonu seçeneği de var. Tek bir derse katılabileceğiniz gibi, farklı mutfaklardan seçimler yaparak aylık program oluşturabilirsiniz. Tüm malzemeler SMN Tat Merkezi tarafından karşılanıyor, yaklaşık üç saat süren dersin sonunda yapılan yemekler hep birlikte yeniliyor. Ücreti 89 lira. (212) 358 18 25. www.smntm.com

BAŞKA NE VAR?
Coccolat:
Pasta ve her çeşit tatlıyı artık kendiniz yapabilirsiniz (216) 449 95 90 www.coccolat.com

Mutfak Sanatları Akademisi: Profesyonel kursların yanında makarna sosu kursu bile var. www.msa.tc

Chefs İstanbul: Belki de derdiniz yemek pişirmek değil sofra kurmak. İşte meze kursu. www.chefsistanbul.com

Scuola Toscana: İtalyancayla birlikte mutfağını ve şaraplarını öğrenmeye ne dersiniz? www.scuola-toscana-tr.com

İstanbul Culinary Institute: Türk yemekleri ve tatlıları ile şarapla eşleştirme eğitimi. www.istanbulculinary.com

YÜRÜYÜŞ GEZİ VE TREKKİNG
Hırpalanmadan bitirebileceğiniz, kolay bir trekking rotası mutlaka bulabilirsiniz. Fakat unutmayın, gezi ne kadar uzarsa ve zahmetliyse sosyalleşme ve muhabbet o kadar hızlı ilerliyor.r.

KİM GİDER?
Çevreci-gözlemci tipler, tarih ve botanik meraklıları, macerapest işadamaları, hiperaktif sanatçılar, üniversite öğrencileri ile onlara ayak uydurabilecek orta yaşlılar, kültür ve yardımlaşma derneği üyeleri, tarih, botanik ve kültür uzmanları.

KAÇA PATLAR?
Trekking firmaları hafta sonu faaliyetleri için 50 liradan başlayan ücretler talep ediyor. 50 liraya yakın civar, 7 bin dolara egzotik yerler var. Ama ister yakın ister uzak, en azından bir yürüyüş ayakkabısı gerekecek.

NEYE YARAR?
Bir trekking organizasyonuna katılarak şehir hayatının karmaşasından uzaklaşabilir, temiz havada doğal hayatı içinizde hissedebilirsiniz. Fazla kalorilerinizi yakabilir, sarf ettiğiniz eforla birlikte kendinize yeni yol arkadaşları edinebilirsiniz. Görmediğiniz, tanımadığınız ne kadar kuş, börtü böcek olduğunu fark edecek, doğanın mimarlığına hayran kalacaksınız.

BİR ÖNERİ:
Likya yürüyüşü
Anadolu’nun antik kültürleri içerisinde en çok hayranlık uyandıran uygarlık Likya. Antik Likya’nın patikalarında, bir antik kentten diğerine süren keşif ve macera dolu bir yolculuk. Antik Likya olarak adlandırdığımız bu coğrafya, Akdeniz bölgesinde yer alan, Teke Yarımadası’nın büyük bir bölümünü kapsıyor. 9 gün sürüyor. Göynük Kanyonu, Beydağlar, Beycik köyü, Çıralı koyları, Musa Dağı, Krokys, Olimpos, Gelidonya Feneri gibi tarihi ve doğa harikası yerlerden geçiliyor. Kişibaşı 750 lira. (212) 245 15 93. www.trekkingturizm.com

BAŞKA NE VAR?
GeziciYAK:
Günübirlik kahvaltılı doğa yürüyüşü ya da hafta sonu konaklamalı cip safariler yapıyor www.geziciyak.com

Günbatmadan: Okulunuz, firmanız ya da grubunuzla mı kaynaşmak isityorsunuz? Bırakın planlasınlar: www.gunbatmadan.net

Karıncalar: Gezmek için Bolivya, Uruguay, Paraguay, Şili, Brezilya ya da İran’a ne dersiniz? www.karincalar.com Sosyalleştiren hobiler: mutfak

Fest Travel: Adım Adım İstanbul, Köşe Bucak İstanbul gibi kültür yürüyüşlerine de katılabilirsiniz www.festtravel.com

Arnika: Fotoğraf meraklısıysanız sadece fotoğraf çekimi için düzenlenen gezi ve turlar da var www.arnika.com.tr

Sosyalleştiren hobiler: dans MÜZİK, RİTİM VE DANS
Hem rahatlamak, hem zinde kalmak, üstelik eğlenmek istiyorsanız dans etmek tam size göre. Bırakın bedeniniz konuşsun, konuşurken de iletişim kursun. Sosyalleştiren hobiler: trekking

KİM GİDER?
Sosyal tipler, eğlence ve gece hayatını sevenler, özel bir müzik dalına ilgi duyanlar, tarih ve kültür düşkünleri, dış görünüşüne önem verenler, davet meraklıları, alanında uzman ve hırslı kimseler, üniversiteli gençler ve belli bir döneme takılıp kalmış yaşlılar.

KAÇA PATLAR?
Başlangıç kurslarını ücretsiz olarak veren İstanbul Performans gibi dans atölyeleri var. Ortalama dans kursu ücretleri ise 30 liradan başlıyor, kursun türüne, hocasına, sayısına göre 150 liraya kadar çıkıyor.

NEYE YARAR?
Dans ritim duygunuzu geliştirerek, hareketlerinize estetik katar. Bu da kendinize olan güveninizi geliştirir. Kendini seven ve kendine güvenen insan hem sosyal hem de iş hayatında başarılı olur. Dansınızı sergilediğiniz ortamlarda kazanacağınız hayranlık ve arkadaşlıklar da cabası. Üstelik ne kadar yeteneksiz olsanız da partner sorununuz olmayacak. Bu kurslarda kadın sayısı her zaman erkekten fazla.

BİR ÖNERİ
Roman Dansları Kursu
Dancentrum’dan meraklılarına 9-8’lik bir dans kursu: Roman dansları programı. Alaturkastar’a çıkıp en az Armağan Uzun kadar iyi bir şov artık siz de döktürebilirsiniz. Eğitmenler Tuncay Okyar ve Suat Beşkardeş. Kurs akşamları 19.00-20.30 saatleri arasında, 8 haftada 12 saat olarak programlandı. Derslerde Roman dansı temel figürleri, koşma, sekme, yaylanma kombinasyonları, kol ile yapılan hareketler, tavır, tarz, duruş gibi çalışmalar yer alıyor. İki aylık toplam ücret 300 lira. (212) 230 02 94. www.dancentrum.com

BAŞKA NE VAR?
Afrika Dansı:
Afrika ritimleri eşliğinde etnik Afrika dansları, gösteriler, kurslar. www.afrikadansi.com

Dansorium: Latin, hip-hop, break dance, sirtaki, zeybek, tango ve oryantal dans kursları. www.dansorium.com

İstanbul Dans Akademisi: 1. Dünya Savaşı’nın sonunda New Orleans’taki caz dansları. www.istanbuldansakademisi.org

Afrocubanos: Salsa, cha cha, Arjantin tango ya da rueda gibi bir Küba dansı mı istediniz? www.afrolatindans.com

Hamdi Güneş: Belki rock’n roll’cusunuz? Peki ayak ve dönüş figürlerini nasıl öğreneceksiniz? www.hamdigunesdans.com

Kaynak: Hürriyet

victoriassecret.2008 yaz modası

Elbiseler ilkbahar yaz sezonunda da başrollerde. Sıcak yaz günlerinin en rahat kıyafeti olan elbiseler, yeni sezonda pastel renklerde karşımıza çıkıyor. Özellikle açık tonlardaki pastel renklerin yanık tene çok yakışacağını hatırlatmak gerek. Bunun yanı sıra beyaz sarı ve canlı renkler de elbiseleri süslüyor. Bu sezonun en moda kumaşı ise desenli şifon kumaşlar ve parlak satenler. Elbise modellerine bakmak gerekirse; mini elbiseler yine var ama yeni sezonda etek boyları biraz daha uzadı. Diz hizasındaki elbiselerin gömlek tarzında olanları bu yaz çok moda. Ayrıca geçmiş sezondan alışık olduğumuz bol kesimli 'trapes' elbiselere alternatif olarak, dar kesimli modeller kullanabilirsiniz.tamamen sizin seçiminiz.Çiçek desenlerinden sıkılanlar ise grafik desenleri deneyebilir...









1 Haziran 2008 Pazar

SON TREND BERJER KOLTUKLAR







Geçmiş yıllarda her evde mutlaka bulunan berjerler şimdilerde ise eviniz ne tarz olursa olsun salon, oturma odası ve yatak odası gibi yerlerin gözdesi olmuş durumda. Her ne kadar klasik olarak adlandırılsa da günümüzde değişime uğramış berjerler olukça fazla. Örneğin çiçekli çizgili ve renkli kumaşlarla kaplanan ufak boylarda ki berjerleri çok sevimli duruyor.Bir klasiktir berjer... Eviniz ne tarzda döşenmiş olursa olsun son yıllarda ev dekorasyonunda öne çıkan ürünlerin başında berjer koltuklar geliyor. Arkalığı doldurulmuş, yanları kapalı, koltuklu ve oturulacak yerinde bir yastığı bulunan geniş koltuk olarak tanımlanabilen bu model, ilk olarak 1720'li yıllarda yapılmış. Derin, alçak ve sarıcı olması en önemli özellikleri olan ve Louis XV. döneminde şişkin olan bu koltuklar, Louis XVI. zamanında düz biçimini almış ve küçülmüş. Arkalığın üstü, gondol biçiminde yuvarlatılmış ve kimi zaman da, her iki yana konan başlıklarla daha rahat bir oturuş yakalanmış. Tarihte soyluların evlerini süsleyen berjer koltuklar, günümüze salonlarda ve oturma odalarında baş köşeyi kapmış durumda. Bugüne gelene kadar pek çok değişime uğrayan berjer koltuklar, Birine siz diğerine de eşiniz kurulup keyifli sohbetler edebilir ya da soğuk kış günlerinde hem çayınızı yudumlayıp hem de dışarıyı seyredebilirsiniz.

MUTFAGINIZI DÜZENLİ TUTMAK İÇİN ÖNERİLER


Mutfak gibi kolayca dağılabilen mekanlar için düzen sağlamanın değişmez kuralı ortada biriken eşyalar için bir yer organize edebilmektir. Kavanoz, şişe ve deterjan gibi her an elinizin altında olması gerekenlere ihtiyacınız olduğunda kolayca ulaşabilmek için doğru ve işlevsel düzen şart.
Pratik, akılcı ve fonksiyonel çözümler, evin en kolay dağılan ve karışan bölümü mutfakta kalıcı bir düzen sağlamanıza yardımcı olur. Mutfağınızın yerleşimini planlarken özellikle günlük ihtiyaçlarınızı göz önünde bulundurmanız, hangi malzemeyi ne sıklıkta kullandığınızı belirlemeniz düzen açısından önemli detaylardır. Örneğin en sık kullandığınız elektrikli ev aletleri, yiyecek kutuları ya da kavanozlar için tezgah üstünü değerlendirebilirsiniz. Ancak yeterince alanınız yoksa duvara monte edeceğiniz açık raf sistemleri de işinize yarayabilir. Kullanım kolaylığı için 5 temel öneri
Raflarınızı düzenlerken satın aldığınız ürünleri kullanım tarihi sırasına göre en eskiden en yeniye doğru sıralı bir şekilde yerleştirebilirsiniz.
· Katlanır paketler dikey yerleştirdiğinizde daha az yer tutarlar.
· Yeterince raf alanınız yoksa tezgah arası askı borularına asacağınız minik sepetler sarımsak ya da soğan gibi açıkta sakladığınız yiyecekleriniz için iyi bir çözüm olabilir.
· Kuru gıdalarınız için şık ve dekoratif saklama kavanozlarını tercih edebilirsiniz. Ancak yağlanıp, tozlanmamaları için pişirme bölümünden biraz uzakta yerleştirmenizi tavsiye ederiz.
· Sıcak suda erittiğiniz mayayı içlerinde artık yiyecek kokuları oluşmuş kavanoz ve kaplarda 12 saat boyunca bekletirseniz, istenmeyen kokuları da gidermiş olursunuz. İşlevsel bir düzen için 6 pratik çözüm
Rustik tarzda bir mutfağınız varsa, gıdalarınızı kavanoz ve kutuları ile birlikte raflı dolap yerine tel dolap ya da çekmece içlerinde saklayabilirsiniz. Böylece hava sirkülasyonu kolayca sağlanmış olduğundan ve direkt ışık görmediği için yiyecekleriniz çabuk bozulmaz.
· Kiler dolapları için en doğru yerleşim alt dolapların bitimi ya da köşelerdir. Özellikle kayar kapak tercih ederseniz içine ulaşmanız daha kolay olur. Kavanozlar, kuru gıda kutuları, makarna ve bisküvi paketlerini dolap içi çekmecelere koyarsanız hem daha sağlıklı saklamış olursunuz, hem de kullanım tarihlerini daha iyi takip ederek yiyecek israfını önleyebilirsiniz. En üst raflara daha az tercih ettiklerinizi yerleştirebilirsiniz.
· Tam çekilebilen çekmece sistemleri dolap derinliklerinde yüzde 100 kullanım sağlayarak atıl alanların ortaya çıkmasını önlüyor. Uzun süreli saklama gerektiren yiyecekleriniz için sağlıklı bir ortam yaratırken deterjanlar gibi göze hoş görünmeyen malzemelerin saklanmasında da son derece kullanışlı.
· Boy kiler dolapları için sabit rafların yanı sıra çekilebilir ray sistemli mekanizmalar da tercih edebilirsiniz. Özellikle çabuk bozulmayacak gıdaları saklamak için çok uygun olan bu sistemlerde kutu ya da paketlere açık çekmece yanlarından da kolayca ulaşabiliyorsunuz. Alt gözlere yağ ve süt şişeleri gibi daha ağır şeyleri koymanızı öneriyoruz.
· Mutfağınızda yeterince alan varsa ada ünitesi kullanabilirsiniz. Çalışma tezgahına ek olarak kullanacağınız ada tezgahın alt kısmını da depolama için ayırabilirsiniz. Çekmece dolapları ve kiler mekanizmaları kullanabileceğiniz gibi açık raflarla dekoratif bölümler de yaratabilirsiniz.
· Alt mutfak dolaplarınızın kör köşe bölümlerine yerleştireceğiniz döner tel sepetli sistemlere yiyeceklerinizin yanı sıra tencere, tava ve kaselerinizi de yerleştirebilirsiniz.

GÜVENLİ İNTERNET BANKACILIĞI


İnternet Bankacılığı, bankacılık hizmetlerinin internet üzerinden sunulduğu bir alternatif dağıtım kanalıdır. Türkiye'de bugün internet bankacılığı, herhangi bir banka şubesinin size sağlayacağı hizmetlerin hemen hepsinden, dünyanın neresinde olursanız olun, zaman ve mekandan bağımsız olarak çabuk ve kolayca yararlanmanızı sağlamaktadır. İnternet bankacılığını 24 saat, internet erişimine sahip herhangi bir bilgisayar aracılığıyla dünyanın her yerinden kullanabilirsiniz. İnternet bankacılığının sağladığı faydalar şöyle özetlenebilir:Hızlı ve kesintisiz bankacılık işlemleri,Şubeye gitmeden, sıra beklemeden kolay bankacılık işlemleri,Görerek ve seçerek bankacılık işlemi yapabilmek,Detaylı rapor ve bilgi alabilmek,Çok çeşitli bankacılık ürünlerini görerek bu ürünlerden faydalanabilmek,Bankacılık işlemlerini çok daha ucuza yapabilmek,İşlemlerin banka personeli tarafından dahi görülememesi nedeniyle, gizli ve güvenli bankacılık.İnternet bankacılığı ile yapılan işlemler siz müşterilerimize sağladığı kolaylık ve avantajların yanısıra bankalar için de verimlilik ve maliyet tasarrufu sağlamaktadır.Türkiye Bankalar Birliği, bankalar ve müşteriler açısından oldukça önemli bir işleve sahip olan internet bankacılığı işlemlerinde, olası dolandırıcılık eylemlerine karşı bilgi işlem güvenliğine özel bir önem vermektedir. Bu çerçevede; müşterilerimizin bilgilendirilmesi açısından aşağıdaki açıklamaların yapılmasında fayda görülmektedir.Güvenliğiniz için aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi tavsiye edilmektedir:Kimlik ve kişisel finansal bilgilerinizi isteyen e-postalar konusunda dikkatli olun.Kişisel bilgilerinizin talep edildiği bu tür e-postaları kesinlikle doldurmayın.Bankalar tarafından size verilen müşteri numarası, parola ve şifre bilgilerini üçüncü şahıslarla kesinlikle paylaşmayın.Banka ve ticari kurumlardan gelmiş gibi gösterilen ve sizden şifre, kullanıcı adı, müşteri numarası, kredi kartı numarası, kimlik numarası gibi bilgileri talep eden e-postalara itibar etmeyin.Bankalar e-posta yoluyla hiç bir şekilde müşterilerin kişisel bilgilerini istememektedir.Bankalar, e-posta yoluyla hiç bir şekilde şifre işlemleri yaptırmamaktadır.E-postalarda bulunan linkler ile e-postalar içerisinde yönlendirildiğiniz linklere girmeyin.Kredi kartınızı kullandığınız ya da kişisel bilgilerinizi yazdığınız bilgisayarın güvenli olmasına dikkat edin (Kullandığınız web sitesi http:// yerine https:// olmalıdır).Phishing web sitesi sahtekarlıklarına karşı uyarılmak için bilgisayarınıza İnternet'ten uyarıcı bir web tarayıcısı yükleyebilirsiniz (http://www.earthlink.net/earthlinktoolbar İnternet'ten ücretsiz olarak yüklenebilen bir tarayıcıdır).Düzenli olarak çevrimiçi hesaplarınızı kontrol edin, aylık kontrolü beklemeyin.Her hesap numaranız için farklı bir şifre belirleyin.Hesap numaranızın ve kimlik numaranızın yazılı olduğu materyalleri saklamayın, yok edin.Banka hesabınızı, kredi kartlarınızı ve banka kartlarının ekstrelerini düzenli kontrol edin, şüpheli gördüğünüz durumlarda bankanız ile irtibata geçin.İnternet tarayıcınızın güncel olduğunu ve tüm güvenlik ayarlarının yüklendiğini kontrol edin. Microsoft Internet Explorer kullanıyorsanız, Microsoft Security ana sayfasından http://www.microsoft.com/security/'den konu ile ilgili özel güvenlik ayarlarını yükleyin.Bilgisayarınızda güncel bir virüs koruma programı olmasına dikkat edin.Güvenlik duvarı (firewall) kullanımı güvenliğinizi artıracaktır.İnternet bankacılık işlemlerinizi güvenliğinden emin olmadığınız bilgisayarlardan yapmayın. Bu amaçla internet kafe gibi umuma açık yerlerdeki bilgisayarların kullanılmaması tavsiye edilir.PHISHING (OLTA) SALDIRILARISon günlerde çeşitli banka ve finans kurumları tarafından gönderilmiş gibi görünen, acil ve çok önemli konular içeriyormuş gibi duran sahte e-postalar internette yayılmaktadır. Bu e-postalarda verilen linkler aracılığı ile banka müşterilerinden, kart bilgileri, kart şifreleri, internet şubesi şifreleri ve kişisel bilgileri istenmektedir. Bu eylem açık bir dolandırıcılık girişimidir. Kesinlikle bu tür e-postalara yanıt vermeyin veya istenen bilgileri girmeyin. Bankalar, e-posta yoluyla hiç bir şekilde şifre işlemleri yaptırmamaktadır, müşterilerin gizli kişisel bilgilerini istememektedir.Bu dolandırıcılık saldırılarından korunmak için ayrıca şu noktalara dikkat edin:Size gönderilen e-posta'nın kimden geldiğinden ve doğruluğundan mutlaka emin olun.Tanımadığınız kişi ya da kurumlardan gönderilen e-postaların içerisinde bulunan linkleri tıklamayın, ekleri bilgisayarınıza yüklemeyin.Elektronik posta aracılığıyla veya başka bir ortamda sunulan web sayfa linklerini kullanmayın.Erişmek istediğiniz web sayfasının adresini tarayıcınızın adres satırına kendiniz yazın.Sadece sayılardan oluşan web adresi ile karşılaşırsanız dikkatli olun, çoğu kurum ya da kuruluş web adresi olarak isim kullanmaktadır.
Yargıtay, bankaların internet şubesine girişte sanal klavye kullanılmasının bilgisayar korsanlığını engellemede yeterli olmayacağına işaret ederek hesabındaki 20 bin YTL internet korsanı tarafından çekilen bir kişiye, bankanın bu miktar kadar tazminat ödemesine karar verdi.Bir bankaya ait internet bankacılığı şifresi başka bir kişi tarafından ele geçirilen ve 2 ayrı hesabındaki 20 bin 146 YTL'si çekilen hesap sahibi, gerekli güvenliği sağlamadığı iddiasıyla zararının tahsili için banka aleyhinde dava açtı.Davayı görüşen Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne dilekçe sunan bankanın avukatı, hesap sahibinin kişisel bilgisayarının güvenliğini sağlamadığını, şifrenin girilmesinde sanal klavye kullanmadığını, havale işlemlerini sınırlayan parola kullanımını aktif hale getirmediğini öne sürerek, şifresini başkalarının ele geçirmesinde kusurlu olduğu yönünde savunma verdi.

KALP VE TANSİYON HASTALARI İÇİN İDEAL BESİN NAR


Nargiller familyasından; Akdeniz bölgesinden Japonya ya kadar yabani olarak yetişen canlı kırmızı çiçekli, dört köşe dallı, hafifçe dikenli bir ağaççıktır. Yaprak kenarı ve sapı kırmızımtraktır. Çiçekleri parlak kırmızıdır. Meyvesi portakal büyüklüğünde, esmer kırmızı renkli, çok tohumludur. Yenen kısmı, tohumlarının etli ve bol usareli kısmıdır. Ağacın gövde, kök ve dal kabukları; nişasta, mannit, reçineli maddeler, asitler, tanen, punicin ve olkoloidler taşır. Nar kabuğundan yapılan ilaçlar tenya düşürmek için kullanılır.Nar, şifalı bitkiler literatüründe yer alır. Genellikle besleyici ve tedavi edici ilaç ve panzehir olarak ağız yoluyla çeşitli karışımlarla birlikte yenilir ve içilir, haricen de merhem olarak kullanır. Onun sadece meyvesi değil, çiçeği, çekirdekleri, suyu ve kabukları da çeşitli karışımlar halinde tıbbi olarak kullanılır. Narın vücudu ve kalbi kuvvetlendirme, ishali kesme, şerit düşürme, burun poliplerine faydalı olma gibi yararları bulunmaktadır. Ancak içerdiği bazı kimyevi maddeler yüzünden mide ve bağırsak hastalığı olanların, küçük çocukların ve hamilelerin fazla kullanmamaları tavsiye edilir.Tatlı nar midede çabuk çözüldüğü için hazmı kolaydır. Ancak zaman zaman midede şişkinlik ve gaz meydana getirdiği için ateşli hastalığı olanlara iyi gelmeyeceği belirtilmiştir. Ayrıca tatlı nar mideyi kuvvetlendirir, boğaza ve akciğerlere faydalıdır, öksürüğe iyi gelir. Ekşi nar ise mide yanmalarına karşı faydalıdır, diğer narlardan daha fazla idrar söktürür, ishali ve kusmayı keser, karaciğer hararetini söndürür, kabızlığı giderir, kalp ve mide ağzındaki ağrılara iyi gelir.Suyu zarıyla birlikte çıkarılıp bal ile merhem kıvamına gelinceye kadar pişirilip diş etlerine sürüldüğünde diş eti tahrişine iyi gelir. Dolama / tırnak iltihabı ve cerahatli yaraların tedavisinde nar çekirdeğinin balla birlikte karıştırılarak merhem halinde tatbik edilmesi tavsiye edilir. Nar çiçeği de yaralar için kullanılır.10 bardak yeşil çay yerine geçiyorNarda, kansere karşı koruyucu antioksidanlar bulunuyor. Nar suyundaki antioksidan miktarı, kırmızı şarap, yeşil çay, kızılcık ve portakal suyuna göre 3 kat daha fazla.1 bardak nar suyu, 2 kadeh kırmızı şarap, 10 bardak yeşil çay ve 4 bardak kızılcık suyu ile aynı seviyede antioksidan madde içeriyor. Narda ayrıca C vitamini, demir ve potasyum var.Hayvan deneylerinde, nar suyuyla beslenme sonrasında damar plakları ve tıkanıklıkları yüzde 44 geriledi. İnsanlar üzerinde yapılan bir araştırma ise 2 hafta boyunca günde 50 ml nar suyunun, tansiyonu artıran enzimi yüzde 36 düşürdüğünü gösterdi. Bu sayede tansiyon yüzde 5 düşürüldü.

sanki oradayım

http://www.sankioradayim.com

Arkadaşlar sizlere bir site tanitimi yapacağım.Bir mekanı yada bir manzarayı canlı canlı görmek fotoğrafını görmekten daha heyecanlıdır her zaman.

Hollanda’da doğan ve yaşayan Ercan Gigi’nin sitesi burası.

Ziyaret ettiği tarihi mekanların fotoğraflarını kendisi çekiyor.Bursa camilerinden Topkapı sarayına,Mescidi Nebeviden İstanbulun tarihi köşklerine kadar bir çok seçkin mekanların fotoğraflarını çektikten sonra kendi geliştirdiği bir program sayesinde bu fotoğrafları mausla 360 derece dönüp seyredilen bir bilgisayar programı halıne getirmiş.Seyretmek çok heyecan verici.Herkese tavsiye ederim.Ben bir çok görüntüyü bilgisayarıma indirdim.Ama benim favorim SultanAhmet Camii minaresinden boğaz manzarası.Görüntüler 5 saniye içinde otomatik olarak dönmeye başlıyor.Başlıyorsunuz boğazı turlamaya.Aşağıdaki linke tıklayarak seyre başlayabilirsiniz



http://www.sankioradayim.com/